Bankadan çekilen kredilerin geri ödenme noktasında sorunların ortadan kalması için bankalar bir dizi önlem alır. Kredi çeken kişilerden bazen ipotek bazen de kefil istenir. Bu kişi krediyi ödeyemezse bile bankanın alacağı tedbir ile kredi karşılığı olarak zararın karşılanması yoludur. Ama bazı durumlarda bankalar kişinin gelir durumu iyi olduğu için herhangi bir kefil ya da ipotek istemez. Ama kredi çeken kişinin beklenmedik bir şekilde ölmesi bankaları ve kişinin ailesini karşı karşıya bırakabilmektedir. Bu gibi sorunlarda genelde hayat sigortası kredi borcunu karşılar mı sorusu gündeme gelmektedir.
Bugünkü yazımızda binlerce kişinin mağdur edildiği bu önemli husus hakkında bazı açıklamalar yapacağız. Özelliklede borçlar kanununda var olan boşluklardan yararlanmak isteyen bankaların bazıları zaten yakınları öldüğü için zor durumdaki kişileri korkutarak onlardan para sızdırmaya çalıştıklarını biliyoruz. Bu durum ile ilgili birçok şikayetin geldiğini üzülerek söylemek durumundayız.
Bir yakınınız vefat ettiyse ve bankaya da yüklü miktarda borcu varsa o zaman hukuki anlamda bazı durumlar hakkında iyi bilgilere sahip olmalısınız. Aksi halde art niyetli bazı banka avukatları sizi zor durumda bırakabilirler. Peki ölen kişinin borcu ne olur? Ölen kişinin banka borcu nasıl ödenir? Bu soruların elbette cevapları vardır. Önemli olan ölen yakınınızın ne şekilde öldüğü ve imzalamış olduğu kredi sözleşmesinde hayat sigortasının şartlarının neler olduğudur.
Hayat sigortasının ölen kişinin kredi borcunu ödemesi için bazı şartların oluşması gerekmektedir. Bankalar çok hasta ya da yaşlı kişilere genelde kredi vermek istemezler; çünkü kişinin ölmesi ile birlikte banka artık alacağını tahsil edemez. Aslında bu tür durumlarda bankalar alacaklarını sigorta şirketinden tahsil etme yoluna gider; fakat son zamanlarda bütün kredilerde bankalar sigortaları kendi bünyelerinde oluşturmuş olduğu hayat sigortası poliçeleri ile yapmaktadır.
Yani borcu veren de banka ve borç sonrası tahsilat sorunu yaşanırsa sigorta şirketinin sahibi olarak kendi borcunu kendisi verecek olan da yine banka olmuş oluyor. Bu durum bankanın riskli kişilere kredi vermeyi engellemektedir. Zaten yaşı biraz geçmiş kişilerin hayat sigortalarının çok yüksek çıkmasının nedeni de tam da budur. Asıl konumuz olan hayat sigortası kredi borcunu nasıl karşılar sorusuna gelecek olursa;
Hayat sigortası istenirken kişinin sağlıklı olması ve mevcut ölümcül bir hastalığının olmaması oldukça önemlidir. Eğer kişi yakın bir zamanda öleceğini biliyor ve ağır bir hastalığa yakandı ise o zaman bunu bankaya bildirmek zorundadır. Eğer kişi bu hastalığını bankadan gizlerse ve kredi ödeme aşmasında ölürse o zaman hayat sigortası bu krediyi ödemeyebilir. Çünkü kişinin öleceği bellidir ve bu durum bankayı kandırmaya girer.
Ama kişi kredi çektiği esnada herhangi bir şekilde hasta olduğunu bilmiyorsa ve hiçbir hastanede herhangi bir hastalık ile ilgili tedavi görmüyorsa o zaman kişi kredi çektikten sonra ölse bile sigorta şirketi bu krediyi ödemek durumundadır. Burada önemli nokta hastalığın bilinip bilinmemesidir. Kredi çektikten sonra ani gelen bir ölümcül hastalık ya da bir kaza sonrası ölümlerde zaten sigorta şirketleri bu kredileri öderler.
Yaşlıların ölmesi ile ilgili de bankaların zaten kredi vermeden genelde bu tür kişilerden sağlık raporu istediğini biliyoruz. Getirilen sağlık raporunda herhangi bir hastalık yoksa o zaman kredi onayı çıkar. Krediden sonra da meydana gelebilecek bir ölüm sonrası da sigorta şirketi bu ödemi yapar.
Ama kişinin hastalık belirtisi taşıması durumunda banka bu kişiye genelde sigorta yapmak istemez. Bu durumda kişi hayat sigortası olmadan kredi çekerse ve sonrasında ölürse banka alacağını kişinin ailesinden isteyebilir.
